Kahkahamıza da müdahale eden bir
devlet ile karşı karşıyayken,
neşemize, coşkumuza, mutluluğumuza ne oldu?
İstenen, bedenimizi ve duygularımızı tamamen unutalım, mutsuz bir
toplum olalım. Yaşam enerjimiz
olan nefesimizi unutalım,
hayatı sorgulamadan mutsuzca her şey yolunda gibi davranalım.
Kim buna EVET der?
İçten kahkaha atmayan ya da atamayan
onca insan varken şimdi de iffetli olmamız bekleniliyor.
Çocukluğumuzdan başlıyor
bu kalıplar;
Sesin çok
kötü sen şarkı söyleme
Çok kötü dans
ediyorsun
Çok gülersen
ağlarsın
Mutlu olursan
kaybedersin
Gülerken dişlerin görünmesin
Sonuç : Mutsuzluk
üzerine kurulu bir toplum.
Bir insana
mutsuz olmak nedir diye sorsan
sana hemen hayat hikayesini
anlatır. Yazsam hayatım
roman olur der J ya o unuttuğumuz mutluluk
Mutluysan;
Nefes alırsın, var olursun, sağlıklı olursun, canlı ve tutkulu olursun, yaşama güvenir ve izin verirsin, akıcı olursun, tüm bedenin bir girdaba kapılıp da kaybolma hissini yaşamaz, bedenini seversin, başka dünyaları düşünmezsin, cennet ve cehennem kavramı kalmaz şimdi de olursun.
Nefes alırsın, var olursun, sağlıklı olursun, canlı ve tutkulu olursun, yaşama güvenir ve izin verirsin, akıcı olursun, tüm bedenin bir girdaba kapılıp da kaybolma hissini yaşamaz, bedenini seversin, başka dünyaları düşünmezsin, cennet ve cehennem kavramı kalmaz şimdi de olursun.
Gülerken tüm bedenin bütünleşir, ruhunla bedenin bütünleşir, yaşamın ta kendisi olur; gözlerin parlar, enerjin değişir, uyanık olursun, neşen senfoniye dönüşür, uyum içinde olursun, güzelliğini görürsün.
O kadar
çok unutmuşuz ki kendimizi,
doğallığımızdan uzakta…. Çoşkulu, Neşeli ve Mutlu olduğunda, toplum senin
bu hallerine deli düşüncesiyle de bakabilir olsun sen varlığınla ışığını
yansıtmaya devam et.
Gülmek herkese yakışıyor,
sevginle, içtenliğinle, var
oluşunla, bedeninin derinliklerinden çıkan güzel kahkahaların olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder